Maymun Evine Hoş Geldiniz

Mağaza NeKitap
0
(0)
0 6218
98
Stokta var

Maymun Evine Hoş Geldiniz Künye Bilgileri

Kurt Vonnegut'un yazıp Handan Balkara'nın İngilizceden çevirdiği orijinal ve bandrollü Maymun Evine Hoş Geldiniz kitabı ikinci sayfa künye bilgileri şu şekilde:

  • ISBN 975-8457-65-1
  • Orijinal İsmi, Welcome to the Monkey House
  • YazarKurt Vonnegut
  • ÇevirenHandan Balkara (İngilizceden)
  • Baskı, Birinci Baskı, Mart 2003, Ankara
  • Ölçüler, 13,5 x 21,0 cm
  • Sayfa sayısı, 363 sayfa
  • Dil, Türkçe
  • Yayınevi, Dost Kitabevi
  • Dili, Türkçe
  • Bandrol, Var
  • Durum, 10/10 (yeni)

Maymun Evine Hoş Geldiniz Hakkında

Kurt Vonnegut, Jr.ın kısa eserlerinden oluşan bu retrospektif sergiye hoş geldiniz – Vonnegut hâlâ ziyadesiyle aramızda ve ben hâlâ ziyadesiyle Vonnegut’ım. Almanya’da bir yerde, Vonne adında bir akarsu var. Tuhaf adımın kaynağı orası işte. 1949 yılından beri yazarım. Kendi kendini eğitmiş bir adamım. Başkalarına yararı dokunabilecek şeyler yazmak gibi bir iddiam yok. Yazdığım zaman, sözümona ne olmam gerekiyorsa o olurum. Bir metre seksen sekiz santim boyundayım ve yaklaşık doksan kilo geliyorum. Yüzdüğüm zamanlar hariç, elime koluma hiç hâkim olamam. Yazma işini o emanet et yığını yapar. Ama suyun içindeyken bana doyum olmaz.

Babam ve baba tarafından büyükbabam, Indiana’nın Indianapolis  kentinden  iki  mimardı.  Ben  Indianapolis’te  doğdum. Anne tarafından büyükbabamın orada bir bira fabrikası vardı.  Büyükbabam  Lieber  Lager  adındaki  birasıyla  Paris Fuarı’nda altın madalya kazanmıştı. Biranın sırrı, içindeki kahveden ileri geliyordu.

Benden sekiz yaş büyük olan tek erkek kardeşim, başarılı bir biliminsanıdır. Uzmanlık alanı, fiziğin bulutlarla ilgili bölümüdür. Adı Bernard’dır ve benden daha komiktir. İlk çocuğu Peter doğduktan ve eve geldikten sonra bana yazdığı bir mektubu hatırlıyorum. “Halime bak,” diye başlıyordu mektup, “neredeyse her yerden bok temizliyorum.”

Benden beş yaş büyük olan tek kız kardeşim kırk yaşındayken öldü. Onun boyu da bir seksenin belki bir angström üstündeydi. Eşsiz bir güzelliği vardı. Suyun içinde de dışında da zarif hareket ederdi üstelik. Heykeltıraştı. Vaftiz edilirken "Alice"  adı  verilmişti  ona  ama  o  gerçek  bir Alice  olduğunu inkâr ederdi. Aynı fikirdeydim. Herkes aynı fikirdeydi. Belki bir gün rüyamda onun gerçek isminin ne olduğunu öğrenirim.

Son  sözleri, “Acı  yok,”  oldu.  Güzel  son  sözlerdi  bunlar. Onu öldüren şey kanserdi.

Romanlarımın iki ana temasının, kardeşlerimin ağzından çıkan  bu  iki  cümle  olduğunu  fark  ediyorum  şimdi: “Halime bak, nerdeyse her yerden bok temizliyorum” ve “Acı yok”. Bu kitabın  içeriğini,  romanlarımın  üretimini  finanse  etmek  için sattığım çalışmalarım oluşturuyor. Hür teşebbüsün meyvelerini bulacaksınız burada.

Eskiden General Electric’te halkla ilişkiler görevlisi olarak çalışırdım. Sonra “ucuz roman” diye anılan ve büyük çoğunluğunu bilimkurgunun oluşturduğu kurmaca türünün serbest  çalışan  bir  yazarı  olup  çıktım.  Bu  değişikliği  yapmakla ahlaki açıdan kendimi geliştirmiş mi oldum, henüz bilemiyorum. Yargı Günü Tanrı’ya yöneltmek istediğim sorulardan biri de budur – ablamın adının aslında ne olduğu hakkındaki sorumla birlikte.

O gün önümüzdeki çarşamba günü de olabilir pekâlâ.Bu soruyu şimdiden bir üniversite profesörüne yönelttim bile. Adam MercedesBenz 300 SL gran turismo arabasına binerken, halkla ilişkiler görevlileri ile ucuz romancıların, para karşılığında gerçeğin ırzına geçtikleri için eşit derecede aşağılık olduklarını söyledi bana.

Ona en alçak kurmaca sınıfının hangisi olduğunu sordum, o da bana, “Bilimkurgu,” dedi. Böyle pür telaş nereye gittiğini sorunca da, bir FanJet’e yetişmesi gerektiğini öğrendim. Ertesi sabah  Honolulu’da  Çağdaş  Dil  Derneği’nin  toplantısında  konuşma yapacakmış. Honolulu beş bin kilometre mesafedeydi.

Ablam çok sigara içerdi. Babam çok sigara içerdi. Annem çok sigara içerdi. Ben de çok sigara içiyorum. Ağabeyim eskiden çok sigara içerdi ama sonradan bıraktı; İsa’nın beş somun ekmek ve iki balıkla beş bin kişiyi doyurması kabilinden bir mucizeydi bu.

Bir keresinde güzel bir kız bir kokteyl sırasında yanıma gelip, “Bugünlerde ne yapıyorsunuz?” diye sordu.

“Sigara içerek intihar ediyorum,” dedim.

Kız bunu gayet komik buldu. Bense aynı fikirde değildim. Kanser çubuklarını soğurarak hayatı böylesine hafife almamın çok  çirkin  olduğunu  düşünüyordum. Ben  Pall  Mall  içerim. Gerçek intiharcılar Pall Mall içerler. Özentilerse Pell Mell.

Aile atalarımın tarihçesini gizlice yazmakta olan bir akrabam var. Bana yazdıklarının bir kısmını göstermiş ve mimar olan büyükbabam hakkında şunları söylemişti: “Kırk yaşlarında öldü – ve bence ondan kurtulduğuna gayet memnundu.” “Ondan” derken, “Indianapolis’teki hayattan” demek istiyordu elbet – büyükbabamdaki hayattan tırsma eğilimi bende de var.

Devletin sağlık yetkilileri pek çok Amerikalının sigara tiryakisi olmasının altında yatan temel sebebe hiç değinmiyor. O sebep, sigara içmenin gayet emin, gayet şerefli bir intihar şekli olduğu.

“Ondan” kurtulmak istemiş olmayı kendime yakıştıramıyorum, artık kurtulmak da istemiyorum zaten. Altı çocuğum var; üçü benim, üçü de ablamın. Harika çocuklar onlar. İlk evliliğim iyi yürüdü, hâlâ da yürüyor. Karım hâlâ güzel.

Karısı güzel olmayan bir yazar tanımadım hiç.

Yürüyen evliliğimin şerefine, The Ladies Home Journal’da yayımlanan, sinir bozucu derecede ucuz bir aşk öyküsünü de bu seçkiye kattım, Tanrı yardımcınız olsun. “Sonsuzluğa Uzun Yürüyüş”  adını  ona  dergidekiler  takmış.  Benim  verdiğim  ad “Baş Belası”ydı galiba.

Öykü,  müstakbel  karımla  geçirdiğim  bir  akşamüstünü anlatıyor. Bir kadın dergisinde yer alan sahneleri yaşamış olduğum için ne kadar utansam azdır.

Zamanında The New Yorker, kitaplarımdan biri olan Allah Senden Razı Olsun Bay Rosewater için, “... bir dizi narsisist kıkırtı,” demişti. Bu da bir diğer dizi olabilir. Belki de beni geceliğiyle bir kayanın üstüne diz çöküp ya suda golyan arayan ya da  kendi  yansımasını  hayranlıkla  seyreden White  Rock  kızı olarak hayal etmenizde fayda var... (Önsöz bölümü)

İçindekiler

  • Önsöz
  • Yaşadığım Yer
  • Harrison Bergeron
  • Bu Defa Kimim?
  • Maymun Evine Hoş Geldiniz
  • Sonsuzluğa Uzun Yürüyüş
  • Foster Portföyü
  • Bayan Tahrik
  • Şahın Tüm Atları
  • Tom Edison’ın Şakacı Köpeği
  • Yeni Sözlük
  • Komşu Ev
  • Muhteşem Malikâneler
  • Hyannis Port Hikâyesi
  • Yurtsuz
  • Barnhouse Etkisi Üzerine
  • Öfiyo Sorunu
  • Sevgili Karına ve Oğluna Geri Dön
  • Fabrikada Geyik Var
  • Yalan
  • Hazır Giyim
  • Kimsenin Başa Çıkamadığı Çocuk
  • İnsanlı Füzeler
  • Epicac
  • Âdem
  • Yarın, Yarın ve Yarın

Arka Kapak

"Kurt Vonnegut, Jr.ın kısa eserlerinden oluşan bu retrospektif sergiye hoş geldiniz. Vonnegut hala ziyadesiyle aramızda ve ben hala ziyadesiyle Vonnegut‘um. 1949 yılından beri yazarım. Kendi kendini eğitmiş bir adamım. Başkalarına yararı dokunabilecek şeyler yazmak gibi bir iddiam yok. Yazdığım zaman, sözüm ona ne olmam gerekiyorsa o olurum. Bir metre seksen sekiz santim boyundayım ve yaklaşık doksan kilo geliyorum. Yüzdüğüm zamanlar hariç, elime koluma hiç hakim olamam. Yazma işini o emanet et yığını yapar. Ama suyun içindeyken, bana doyum olmaz." Çağdaş Amerikan yazınının büyük ustasından doyumsuz bir anlatı...

Kargo Ödemesi

İnceleme bulunamadı.

İlk yorum sizden olsun!

Bu site tanımlama bilgileri kullanır. Sitede gezinmeye devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.