Alışılmadık Sesler

Mağaza NeKitap
0
(0)
0 5991
98
Stokta var

Alışılmadık Sesler Künye Bilgileri

Derlemesini Hira Doğrul'un yaptığı orijinal Alışılmadık Sesler kitabı ikinci sayfa künye bilgileri şu şekilde:

  • ISBN 975-7501-85-9
  • Orijinal İsmi, Alışılmadık Sesler
  • Derleyen, Hira Doğrul
  • BaskıBirinci Baskı, Ekim 1999, Ankara
  • Ölçüler, 13,5 x 21 cm
  • Sayfa sayısı, 238 sayfa
  • Yayınevi, Dost Kitabevi
  • Durum, 10/10 (yeni)

 

Alışılmadık Sesler Hakkında

İlk başta güzel yurdumuzda pek az bilinen ve hayatı sürdürebilmemin yegane sebebi olan bazı gruplar/müzisyenlerle ilgili bir derleme düşünmüştüm; ama daha rock  üzerine bile doğru dürüst yazıların çıkmadığı bir ortamda Gregor Cürtens'den bahsetmek pek anlamlı olmayacaktı. Bu yüzden, hiç bir türe sığmayan bu lmüzisyenler yerine, bunlara kaynaklık eden, Batı-dışı yaklaşımları başlatan bazı kilometretaşı Batılı müzisyenlere odaklandım. Bunları ve yazıları seçerken bir tutarlılık kaygısı gütmedim (Yine de Cage'den La Monte Young'a buradan da John Cale üzerinden Sex Pistols'a varan bir çizgi çekmek mümkün sanırım) ve her ismin ruhuna uygun yazılar çevirmeye çalıştım. Benim açımdan kitabın büyük bir eksiği kaldı: Endüstriyel müzikle (Einstürzende Neubauten, Throbbing Gristle vb.) ilgili bir bölüm hazırlamayı istemiştim, bu konudaki yazılarına yer vermesi için Kemal Aydemir'le görüştüm fakat o yazılarını kitaplaştıracağını söyledi ve bölüm de yattı. Kendi çevirilerim dışında (ki bunların bir kısmı daha önce Çalıntı'da basılmıştı, bunları silbaştan düzelttim ve eksiklerini tamamladım) öncesinden çeşitli dergilerde çıkan ve kitabın çatısına uyan mühim bazı yazılara da yer vererek bunları kalıcılaştırmak istedim (Kendisine ulaşamadığım için sadece Erkan Şimşek'ten yazısının yayımı için izin alamadım, umarım bir sorun yoktur). Bazılarındaki tüm dil yanlışlarına ve ifade bozukluklarına karşın, dergi (fanzin)... (Önsöz bölümden)

I. Hintliler bunu asırlardır bilir: Yaşam bir danstır, bir oyun, yanılsama. Lila. Maya. yirminci yüzyıl sanatı gözlerimizi açtı. Şimdi de müzik kulaklarımızı açıyor. Tiyatro? Yalnızca çevrende olanlara dikkat et. (Hindistan'da eğer istediğiniz izleyici ise, Gita Sarabhai'nin bana dediğine göre, tüm yapacağınız birkaç kişi bulmaktır). II. Adamın biri deki ki: Müziğinizi dinlerken kışkırtılmış buluyorum kendimi. Ondan hoşlanmak için ne yapmalıyım? Yanıt: Pek çok şekilde yardımım dokunabilir size. Örneğin, benim gittiğim tarafa gidiyorsanız sizi arabama alabilirim; ama yapacağım en son şey sahip olduğunuz estetik yetileri nasıl kullanacağınızı söylemektir (Gördünüz mü? İşsiz kaldık. Henüz değilse de, "önünde sonunda böyle olacak". Elimizden hiçbir şey gelmez. O halde ne yapmalıyız? Yaratıcı mı olmayılız?). Sanatçıyı başımızın tacı etmiştik. Şimdi ise hiç de bizden daha sıradışı değil. III. Gösteriler sırasında, yüksek rakımlı yerlerde ve kuzey ülkelerinde yaşayan izleyiciler daha ihtiyatlı davranırken, deniz seviyesinde ya da sıcak ülkelerde yaşayanların duyğularını hemen dışavurmalarına dikkat edin. Deyim yerindeyse, sanatın tadına vardıkça güneyin rotasını mı izlemiş oluyoruz?... (Alışılmadık Sesler kitabı John Cage'den Seçmeler bölümden)

Alışılmadık Sesler kitabı, pekte alışılmamış müzikler yapan batılı sanatçılarla yapılan konuşmaların bir derlemesidir. Müzik öğrenmeden önce, insan insandır ve ses sestir. Müzik öğrenirken şeyler açık değildir. Müzik öğrendikten sonra insan insandır ve ses sestir. Yani: Başlangıçta bir sesi işitir ve anında onun bir insanoğlu ya da görülecek bir şey olmadığını söyleyebiliriz; yüksektir ya da kısık, belli bir ses dengine ve ses yüksekliğine sapiptir, belli bir zaman dilini boyunca sürer ve işitilebilir. Derken kişi ondan hoşlanıp hoşlanmadığına karar verir ve yavaş yavaş bir sevilenler/sevilmeyenler kümesi oluşturur. Müzik öğrenirken şeyler azıcık karışır. Sesler artık sadece ses değildir, harftir de: A, B, C, D... Diyezler ve bemoller. Birbirinden iki, dört hatta beş oktav uzak olan iki ses aynı harfle anılır. Bir ses bir harfe sahip olamayacak kadar talihsizse ya da çok karmaşık gözüküyorsa, sistemden hemen atılır. Ya gürültü ya da müzikdışı kabul edilir. Kalan ayrıcalıklı tonlar mod ya da gamlarda veya şimdilerde yapıldığı gibi dizilerle düzenlenir ve besteleme denilen soyut edim başlar. Yani bir besteci sesleri, bir düşünceyi ya da bir duyguyu veya bunların bütünleşmiş bir halini dışavurmak için kullanır.

Bir müzik düşüncesi söz konusu olduğunda, kişiye denir ki, seslerin kendisi artık önemsizdir, "hesaba katılan" onların birbirleriyle ilişkileridir. Sonuç itibarıyla bu ilişkiler hayli basittir. Bir kanon, liderini izle oyunu oynayan çocuklar gibidir. Bir füg dah karmaşık bir oyun olsa da basit bir sesle bozulabilir. Örneğin, bir itfaiye sireniyle ya da nekitap.com geçmekte olan bir geminin düdüğüyle. Müzikal düşünce ne olursa olsun en büyük hüner, bu düşünceyi taşımış olan bestecinin ne denli zeki olduğunu gösterebilmesidir; müzikal düşüncenin ne olduğunu incelemenin en kolay yolu da, insanın kendisini, bir sesin işitilecek bir şey değil de görülecek bir şey olduğunu düşüneceği bir kafa karışıklığı durumuna sokmasında yatar. Bir müzikal duygu söz konusu olduğunda, yine sesler önemsizdir, dikkate alınan anladımdır. Duygunun müzikal anlatımı söz konusu olduğunda ise en büyük hüner, onu taşımış olan bestecinin ne denli duygusal olduğunu gösterebilmesidir. Bir bestecinin kendi kendisine ne denli duygusal olduğunu kanıtlayışını anlamak isteyen birisi kafasında bestecinin taşıdığı nihai kafa karışıklığına denk bir karışıklık yaşamalı ve sesleri, hiçbir şekilde ses olarak değil de Beethoven olarak ve insanı da insan değil ses olarak tasarlamalıdır...... (içinden bir bölüm)

 

Arka Kapak

(kitap arkasında açıklama yok)

Kargo Ödemesi

İnceleme bulunamadı.

İlk yorum sizden olsun!

Bu site tanımlama bilgileri kullanır. Sitede gezinmeye devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.